25 May DAĞINIK BİR AİLE ALBÜMÜ: BABA DENEN KİŞİ HAKKINDA FİLM
Lynne Sachs’ın prizmatik ve psikodramatik aile portresi “Baba Denen Kişi Hakkında Film” (Film About A Father Who), aileyi anlamak için soy ağacına bakmanın yeterli olmayacağını söyleyen sarsıcı ve şiirsel bir deneme.
Belgeselden deneysel kısa filmlere ve hibrit canlı performanslara, tek bir türe sıkıştıramayacağımız çeşitlikte işler üreten Amerikalı yönetmen, sanatçı ve şair Lynne Sachs’ın 2020 yapımı filmi “Baba Denen Kişi Hakkında Film” (Film About A Father Who), sadece parçalanmış bir aile albümü değil, aynı zamanda Sachs’ın film yapımcılığının yıllar içindeki gelişiminin de bir belgesi.
Sachs, adını Yvonne Rainer’ın 1974 tarihli avangard başyapıtı “About a Woman Who…”dan alan filminde, bugün seksenli yaşlarındaki asi ve uçarı babası Ira’nın kilitlerini çözüyor. Pek de istikrarlı olmayan aile hayatına derinden bakarken, bir çocuğu ebeveynine ve kardeşlerine bağlayan bağı da anlamaya çalışıyor.
Ira Sachs Sr., sıradan bir baba değil. “The Big Lebowski”deki The Dude’un eski bir versiyonuna benziyor. Büyük jestleri ve neşesiyle bulunduğu her yerde dikkatleri üstüne çeken bir hippi ve iddialı ticari girişimleri olan bir iş adamı. Ve aynı zamanda, altı farklı kadınla birlikteliğinden, bugün 30 yaşın üzerinde olan -bazıları birbirinden yıllarca habersiz büyümüş- dokuz çocuğa sahip bir baba.
Kardeşlerin en büyüğü de olan Lynne Sachs, 1984’ten beri babasını kaydediyor. 8 ve 16 mm film görüntüleri, video kasetler ve yakın dönemden başlayarak da dijital materyalleri toparlıyor ve on yıllara yayılan bu görsel hafızadan deneysel olduğu kadar son derece kişisel bir belgesel çıkarıyor.
Bir yüzün kübist temsillerinden yola çıkarak babasının çok yönlü, bazen çelişkili görüntülerini sunan Sachs’ın bu sinematik araştırması, kameraların önünde kendini açıkça gösterse de, özel hayatında gizemli ve görünmez olan bir adamı betimliyor.
Sachs, görünüşte alçakgönüllü ve seyirciye de kendini çok yakın hissettiren baba figürüne, bütünüyle acımasız olmasa da, onun için çok da kolay olmayan bir açıksözlülükle yaklaşıyor. Filminin yapısını da, karakterine dair yürüttüğü bir soruşturma şeklinde kuruyor ve tabii, filmin sonlarında ortaya çıkan, çocuklarından sakladığı iki çocuğunun ailede yarattığı şokla.
Sachs’ın dilbaz ve ketum babasını duygusal bakışla sorgulaması, onu tekrar tekrar çocukluğunda veya genç yetişkinliğinde çekilmiş bulanık video kasetlere geri getiriyor ve bu videolarda babasının davranışları için bir açıklamanın işaretlerini arıyor.
Babalık ve erkeklik üzerine bir meditasyonla ilerleyen Sachs, hem kendine ve hem de izleyiciye derinin altına, yansıtılan gerçekliğin ötesine bakma fırsatı tanıyor. Şaşırtıcı gerçekler ortaya çıktıkça, babası hakkında hiç ummadığı şeyleri öğreniyor.
“Kaybolduğunu bile bilmediğin bir şeyi nasıl arayabilirsin?” diyen Sachs, yıllarca habersiz olduğu ve benzer zamanlarda büyümüş iki üvey kız kardeşine atıfta bulunarak, ormanda oynayan küçük üvey erkek kardeşlerinin 90’ların başındaki görüntüleri üzerine kafa yoruyor.
Sachs, keşfettiği şoke edici ifşaatlara rağmen filmini bir yumruğa dönüştürmüyor ve babasına olan sevgisini aktarmaya özen gösteriyor. Babasının uzun yıllar boyunca çekilmiş uzun metrajlı polifonik portresi olan film; nihayetinde bu adamın özünde bilinemez olduğunu, gizemlerinin bir kamera tarafından yakalanamayacak kadar geniş olduğunu gösteriyor.
Screen Daily’den Jonathan Romney filmi, “Cesareti, dürüstlüğü ve amacıyla müthiş! Deneysel, son derece kişisel işler üreten bir yönetmenin devam eden iş akışındaki bir bölüm gibi” sözleriyle tanımlıyor. Documentary Weekly’den Benjamin Hollis de “Sachs’ın bugüne kadar ki en büyük başarısı. Sonunda benimle birlikte kalan eşsiz, parlak bir film” diyor.
2020’de Slamdance Film Festivali’nin açılış filmi olarak dünya prömiyerini yapan film, The Museum of Modern Art’ın Doc Fortnight programında gösterildi ve Sheffield Doc/Fest’te Sachs’a özel hazırlanan bir retrospektifle birlikte uluslararası prömiyerini gerçekleştirdi.
Filmin bir de sürprizi var: Lynne’in kardeşlerinden biri, babasıyla aynı adı taşıyan Amerikalı yönetmen Ira Sachs. Türkiye’de özellikle 2012’de “Keep the Lights On” (2012) ile tanıdığımız, “Love Is Strange” (2014), “Little Men” (2016) ve Berlinale’de yarışan son filmi “Passages” (2023) gibi filmlerle başarısını sürdüren Ira Sachs, kardeşi Lynne’in arayışına kısa da olsa ortaklık ediyor.
Kundura Sinema’nın “Aşk, İsyan, Özgürlük” seçkisinde 4 Haziran’da gösterilecek “Baba Denen Kişi Hakkında Film” için bilet bilgisine buradaki linkten ulaşabilirsiniz.
Lynne Sachs: Memphis doğumlu ve Brooklyn merkezli işer üreten deneysel sinemacı ve şair. Hareketli görüntü çalışmaları, belgesellerden deneme filmlerine, deneysel kısa filmlere ve hibrit canlı performanslara kadar uzanıyor. “Tip of My Tongue”, “Your Day is My Night”, “Investigation of a Flame” ve “Which Way is East”in de aralarında olduğu 30’dan fazla film yönetti.