25 May NELLY & NADINE: ÖZGÜRLÜK, AŞK VE KENDİN OLMA HAKKI İÇİN
Kundura Sinema’nın Aşk, İsyan, Özgürlük adlı belgesel film seçkisinde gösterilecek “Nelly & Nadine”, 1940’larda toplama kampında başlayan bir ‘yasak aşk’ın peşinde iki kadının dokunaklı yolculuğunu izliyor. Filmin yönetmeni Magnus Gertten, filmin çıkış hikâyesini ve zorlu geçen yapım sürecini anlattı.
Nelly & Nadine’in doğuş hikâyesi nasıl başladı?
Aslında 2007 yılına kadar uzanıyor. Bu, doğduğum şehir de olan Malmö’deki tarihi bir olayı araştırmaya başladığım yıldı. II. Dünya Savaşı’nın sonunda, Nazilerin Almanya’daki toplama kamplarından kurtarılan yaklaşık 15.000 kişi, birkaç ay boyunca İsveç’e sığınmıştı. Kurtulanlar, özgürlüklerinin ilk adımlarını Malmö’nün limanında atmışlardı. Özellikle 28 Nisan 1945, İsveç medyası tarafından dikkatlice belgelenen günlerden biriydi. En iyi film fotoğrafçıları, kampların dehşetinden yeni kurtulan insanların çarpıcı görüntülerini yakın plan çekebilmek için oradaydı. Malmö’de çekilen arşiv görüntüleri yaklaşık 40 dakika uzunluğundaydı ve türü itibarıyla eşsiz malzemelerdi. Filmlerdeki yüzler, doğduğum şehrin limanında duran bu yeni özgürleşmiş insanlar beni büyüledi. Kendime şunu sordum: Acaba bu insanları, neredeyse 70 yıl sonra, tanımlamak mümkün olabilir mi?
Böylece uzun bir film yolculuğu başladı ve bu yolculuk, iki farklı belgesel film çıkardı ortaya: “Harbour of Hope” (2011), İsveç şehrinin 1945 yılında kurtulanlara nasıl baktığını anlatan büyük bir hikâyeyi anlatırken; “Every Face Has a Name” (2015) de, anonim yüzlerin arkasındaki isimleri bulma konusunda kavramsal bir misyon üstlendi. Gururla söyleyebilirim ki bu iki film, dünyayı dolaştı ve ödüller topladı.
28 Nisan 1945 tarihli görüntülerde kimleri tespit ettiniz?
Arşiv görüntülerindeki insanlar farklı geçmişlere sahipti; bunlar arasında Yahudiler, Belçika direniş üyeleri, İngiliz ajanları, Norveç direnişçileri ve yeni doğmuş bebeklere sahip Polonyalı kadınlar bulunmaktaydı. Kurtulan birçok insanın hikâyesini tespit etmeyi başardık.
Limandaki görüntülerdeki en gizemli kişilerden biri, ahşap bir çit önünde duran, çizgili bir kamp üniforması giymiş Çinli bir kadındı. Diğerleri açıkça mutlu olduğu halde, o çok ciddi bir yüz ifadesine sahipti. İki belgeselimizin kurgusu sırasında, hep bu etkileyici kadının görüntülerine döndük. O an ne düşünüyordu? Savaştan sonra onun hikâyesi neye dönüştü?
Nelly ve Nadine’nin hikâyesini nasıl öğrendiniz?
İlk önce, o gizemli kadının ismini -Nadine Hwang- öğrendik ve “Every Face Has a Name”i tamamlamamızdan bir yıl sonra bu hikâyeye dönüp, savaştan sonra ona neler olduğunu keşfettik. Paris’te yaşayan bir Venezuelalı kadın, sosyal medyada yayınladığımız arama ve yardım çağrımızı gördü ve bize yazdı. 60’ların sonunda henüz bebekken, Nadine Hwang’ın Venezuela, Caracas’da onun bakıcısı olduğunu söyledi.
Nadine ile ilgili son eksik parçalar, 2016’nın sonlarında Paris’te “Every Face Has a Name”in bir gösterimine katıldığımda ortaya çıktı. Orada, Sylvie ve Christian adlı çiftle tanıştım. Sylvie’nin büyükannesi de olan Nadine Hwang ile Belçikalı şarkıcı Nelly Mousset-Vos arasındaki ilişkinin tüm hikâyesini anlattılar ve evlerinin çatısında, kamptan kalan yıllara ait bir günlüğün de aralarında olduğu arşiv hazinelerinden söz ettiler. Aniden, 1945 arşiv görüntülerine ilişkin başka büyük bir hikâye belirdi ellerimde. Bu arşivden başka bir film yapma hayalinde asla bulunmamıştım, ancak bu hediyeyle ilgilenmem gerektiği de ortadaydı.
Son olarak ne söylemek istersiniz.
“Nelly & Nadine”, tarihe ve müziğe duyduğum merakı özgürlük, aşk ve kendin olma hakkı için mücadele eden insanların hikâyelerini anlatma tutkusuyla birleştirme imkânı sağladı bana. Ve bir kez daha fark ettim ki, dünyadaki en ayrıcalıklı işe sahibim.
4 Haziran’da “Aşk, İsyan, Özgürlük” kapsamında gösterilecek “Nelly & Nadine” için bilet bilgisine buradaki linkten ulaşabilirsiniz.
Magnus Gertten: İsveç’in Malmö şehrinde yaşayan ödüllü yönetmen ve yapımcı. TV ve radyo gazetecisi olarak çalıştığı dönemlerde İsveç Ulusal Radyo ve İsveç Televizyonu (SVT) için filmler çekti. Oyuncu Lennart Ström ile birlikte kurduğu Auto Images yapım şirketi çatısı altında projeler üretmeye devam etmektedir. Önemli filmleri arasında “Get Busy” (2004), Silverdocs/AFI Festivali’nde En İyi Müzik Belgeseli Ödülü’nü almış “Rolling Like a Stone” (2005), 2009’da Hamptons Film Festivali’nde En İyi Belgesel Ödülü’nü kazanan “Long Distance Love”, Krakow Belgesel Festivali’nde Özel Jüri Ödülü alan “Harbour of Hope” (2012), IDFA 2015’te Fest’in En İyileri bölümünde gösterilen “Every Face Has a Name” (2014) ve kardeşi Fredrik Gertten ile birlikte yönettiği “Becoming Zlatan” (2015) bulunmaktadır. 2017 yılından bu yana, Malmö Üniversitesi’nde fahri doktor unvanına sahiptir.