Gerçeklik ile fantezinin birbirine karıştığı Federico Fellini başyapıtı “8½“, sinemanın özgürlüğüne ve yaratıcılığın sınırsızlığına yazılmış bir aşk mektubu adeta. Marcello Mastroianni, Claudia Cardinale gibi ikonik oyuncuları, Nino Rota‘nın usta işi müzikleri ve benzersiz tasarımıyla 60 yıldır ışıltısını koruyan bu eşsiz klasik, 5 Ağustos‘ta restore edilmiş kopyasıyla Bir Yaz Gecesi Festivali‘nde.
KUNDURA BLOG | MERCEK
Fellini’nin hayatından esinler taşıyan ve en kişisel filmi sayılan “8½”, ilhâm perisini yitirmiş dünyaca ünlü yönetmen Guido Anselmi’nin peşinde rüyalarla dolu bir yolculuğa çıkarıyor. Yeni filmini tamamlamakta sıkıntılar yaşayan Anselmi, bir yandan çevresindeki insanların beklentileriyle başa çıkmaya çalışırken, bir yandan da gerçeklik, anılar ve fanteziler arasında dolaşıyor.
Marcello Mastroianni’nin canlandırdığı Guido, Fellini’nin temsili aslında ve onun yönetmenlik kariyerindeki zorluklarla mücadele edişinin bir hikâyesi olarak da okumalara izin veriyor.
“8½”, aslında Fellini’nin dokuzuncu filmi. Filmin ismi de, Fellini’nin daha önceki çalışmalarını, uzun metrajlı ve kısa filmleriyle birlikte topladığı ve hesaplamalarının karıştığı bir noktaya işaret ediyor.
“8½”, dönemin geleneksel film yapısını sorgulayan ve İtalyan Yeni Gerçekçilik akımının sınırlarını zorlayan bir deneysellik taşıyor. Fellini, gerçeklik ve hayal dünyası arasında geçişler yaparak, zaman ve mekanın akışını manipüle ediyor ve seyirciyi kendine özgü bir deneyime davet ediyor.
“8½”, oyuncularıyla da parıldayan bir sinema şöleni. Marcello Mastroianni, Guido rolünde en ikonik performanslarından birini sunuyor. Kusursuz oyunculuk becerisi ve karizmatik duruşuyla Mastroianni, karakterinin sanatsal krizlerini ve kişisel hayatındaki zorlukları ustalıkla yansıtıyor.
Sinemanın efsanelerinden Claudia Cardinale ise Claudia rolüyle, filmin cazibesini artıran bir varlık olarak öne çıkıyor. Oyuncunun güzelliği, zarafeti ve karizması, karakterin sırrını ve çekiciliğini başarıyla yansıtıyor.
Filmin müziklerinde usta İtalyan besteci Nino Rota’nın imzası bulunuyor. Fellini’nin ilk solo yönetmenliği “Lo sceicco bianco”dan (The White Sheik, 1952) başlayarak çok sayıda Fellini filmini bestelemiş Rota, izleyiciyi karakterlerin dünyasına taşıyan bir ses manzarası yaratıyor. Müzikal çeşitlilik açısından da zengin olan “8½”, caz, tango, klasik ve operatik parçalar gibi birçok farklı müzik tarzını bir araya getiriyor. Filmin açılışında duyulan “La Passerella di Otto e Mezzo” ve önemli dönüm noktalarında kullanılan “La Passerella di Addio” adlı tema müzikleri özellikle unutulmaz.
Filmin Piero Gherardi’ye ait sanat yönetimi ve kostüm tasarımları, Fellini’nin vizyonunu tamamlayan çarpıcı ve göz alıcı görsel unsurlarının etkileyici bir parçası. “La Dolce Vita” (1960) ile ikinci Oscar’ını yine bir Fellini filmiyle kazanan Gherardi, yönetmenin ilk filmi de olan “Luci del varietà”dan (1950) başlayarak “La Strada” (1954), “Nights of Cabiria” (1957), “Amarcord” (1973) gibi Fellini klasiklerini de tasarlamıştı.
1963 Cannes Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü’nü alan film, Akademi Ödülleri’nde de Siyah-Beyaz Film Dalında En İyi Kostüm Tasarımı ve Yabancı Dilde En İyi Film ödüllerini kazandı. İtalyan Sinema Yazarları Derneği Ödülleri’nde En İyi Yönetmen, En İyi Yapımcı, En İyi Senaryo, En İyi Orijinal Hikâye, En İyi Müzik, En İyi Görüntü Yönetimi dalındaki ödülleri toplayan film ayrıca, BAFTA Ödülleri’nde En İyi Yabancı Film seçildi.
“8½”, eleştirmenlerin yere göğe sığdıramadığı filmlerin başında geliyor. Ünlü eleştirmen Roger Ebert, filmi ‘sanatın büyüleyici gücüyle dolu’ diye tarif etmiş, Fellini’yi de “Yaratıcılığın derinliklerine dalıyor ve bir sinema şaheseri yaratıyor” sözleriyle övmüştü. Rolling Stone’dan Peter Travers, “Fellini’nin yönetmenlik becerisi, hayal gücüyle birleşerek bu filmde zirveye çıkıyor. Görsel bir şölen ve düşünsel bir yolculuk sunuyor” derken; bir diğer ünlü eleştirmen Pauline Kael de The New Yorker’daki yazısında şunları söylemişti: “8½, sinemada yaratıcılığın doruklarından biri. Fellini’nin derinlikli karakter çalışmaları ve görsel estetiği, sinema sanatının sınırlarını zorluyor.”
“8½”, birçok yönetmeni de derinden etkiledi. “All That Jazz” (1979), “Synecdoche, New York” (2008), “The Science of Sleep” (2006), “I’m Not There” (2007) ve “Holy Motors” (2012), ilhâm olduğu filmlerden sadece birkaçı.
Avangart ve önemli etkiler bırakmış bir klasik olarak kabul edilen film, BFI’ın 2002’de düzenlediği ve yönetmenlerce seçilen “Tüm Zamanların En İyi 50 Filmi” listesinde üç numarada kendine yer buldu. Sıklıkla gelmiş geçmiş en iyi filmler arasında gösterilen film aynı zamanda, Vatikan’ın sinemanın 100. yılı olarak kabul edilen 1995’te derlediği “Tüm Zamanların En İyi 45 Filmi” listesine dahil edildi.
5 Ağustos Cumartesi akşamı Bir Yaz Gecesi Festivali’nde izleyebileceğiniz film ile ilgili detaylar ve biletler için buradaki linke tıklayınız.