‘On soruluk sohbetler’de PerformLab Misafir Sanatçılarından Cherısh Menzo

Kundura Sahne‘nin bu yıl ilki düzenlenen, performans alanında disiplinler-arası ve uluslararası konsept ve pratik geliştirme programı olan PerformLab, Türkiye’den ve Hollanda’dan sanatçıları bir araya getirerek 29 Mayıs- 6 Haziran tarihleri arasında Beykoz Kundura’da gerçekleşti. Kundura Sahne ile Productiehuis Theater Rotterdam ortaklığında ve Dutch Performing Arts’ın desteğiyle hayata geçirilen PerformLab programı boyunca, yapılan açık çağrı sonucu seçilen, kariyerlerinin farklı aşamalarındaki Türkiye’den sanatçılar Barış Arman, Dilan Onay, Doğan Can Serinkaya, Filiz İzem Yaşın, Halil İbrahim Aygün, Nadir Sönmez, Nursev Irmak ve Selen Gürmen bir hafta boyunca Hollanda’dan gelen sanatçıların katılımıyla, çalışmalarını paylaşma ve geliştirme imkânı buldular. PerformLab’e ayrıca, sanatçı İlyas Odman da, sanatsal süreçlere fermantasyon kavramı üzerinden yeni bir bakış açısı kazandırarak Sanat Fermantoru olarak eşlik etti. Fermantasyonu, sanatsal süreçlere yeni bir perspektifle bakmayı sağlayan bir araç olarak kullanmayı öneren bu yaklaşım, PerformLab‘in omurgasını oluşturdu. Hollanda’dan katılan sanatçılar ise dansçı ve koreograf Benjamin Kahn, Amsterdam Fringe Ödüllü dansçı ve performansçı Cherish Menzo, oyuncu ve performansçı Khadija El Kharraz Alami ve Green Room ödüllü eğitimci, sanatçı, tiyatrocu ve yönetmen Samara Hersch’den oluşuyordu. On Soruluk Sohbetler  Samara Hersch’den sonra, dansçı, koreograf ve performansçı Cherish Menzo’yu ağırladı. Çağdaş dansla, sokak dansları ve rock konserleri gibi popüler formların biçim ve estetiklerini harmanlayan, bedenin sahne üzerindeki dönüşümü ve farklı fiziksel imgelerin vücuda getirilmesi ile ilgilenen sanatçı Menzo, performanslarıyla izleyicilerini, beden, ses, müzik gibi hem bedene ait hem de dışsal farklı malzemeleri kullanarak, tanıdık sanılan imgelerin yabancılaştığı, yabancı sanılanlarınsa ne kadar tanıdık olduklarının berraklaştığı tekinsiz bir yolculuğa çıkarıyor ve de var olan toplumsal normları sorgulatıyor.

Cherish Menzo

Performansın özü sizce nedir? Performansı günümüzde nasıl tanımlarsınız?

“Şimdilik…” devam eden bir süreç olarak görüyorum ve/veya zamana dair kafa patlatılan bir süreç. Geçmiş, şimdi, gelecek ve aradaki tüm gri spekülatif alanlar… Güzellik, grotesk, kaos, yapı, gerçekçilik ve gerçeküstücülüğün çatışabileceği, çarpışabileceği, dönüşebileceği, bağlanabileceği, sürtüşme bulabileceği, çözülebileceği ve aşılarak bizi tekrar dünyaya getirebileceği bir araç, bir arena ve/veya bir platform.

Sanatta disiplinlerarası üretimin sanatçılara ne gibi yeni perspektifler sağladığını düşünüyorsunuz?

Bence bu, kişinin sanatını nasıl ifade etmek ya da somutlaştırmak istediği konusunda büyük bir özgürlük sağlıyor. Halihazırda çoğu sanatçının sezgisel olarak zaten disiplinler-arası çalıştığını düşünüyorum.

PerformLab katılımcıları ile özellikle neleri (hangi performans, süreç vb.) paylaşacaksınız?

PerformLab sırasında Distorted Rap Body/Chopped and Screwed Body (Çarpıtılmış Rap Bedeni/Doğranmış ve Vidalanmış Beden ) adlı bir hareket araştırması/performatif araştırma paylaşacağım.

Distorted Rap Body/Chopped and Screwed Body için yavaşlatılmış, ağır temelli (heavy-based) ve zengin dokulu müzik türü Chopped and Screwed’ı (Doğranmış ve Vidalanmış), hareketli bedenlerimiz ve performativitemiz üzerinde keşfediyoruz. Distorted Rap Body/ Chopped and Screwed Body çalışması, Chopped and Screwed tekniğini (aynı zamanda screwed and chopped veya slowed and throwed -yavaşlatılmış ve fırlatılmış- olarak da adlandırılır) beden hareketine ve performativiteye uyguladığımız bir araştırma ve deney. Chopped and Screwed, orijinal olarak hip-hop müziğinde kullanılan bir remix’leme tekniği. Teknik, 1990’ların başında Houston hip-hop sahnesinde DJ Screw tarafından geliştirildi. “Screwed” tekniği, tempoyu büyük ölçüde yavaşlatarak ve beat’leri atlama, plak çiziktirme, stop-time, tekrarlama ve ondan “chopped-up” ve “sızan” (oozing) bir şarkı versiyonu oluşturmak için orijinal kompozisyonun bölümlerini etkileme gibi teknikleri uygulayarak gerçekleştiriliyor.

Orijinal olarak müzikte ve şarkı sözlerinde kullanılan bu tekniği uygulamak için, zamanın çarpıtılmasını ve aşırı artikülasyonu bedene getirmeyi araştırıyoruz. Ağız, insan sesi, ses, kaslar, dokular arasındaki ilişki, icra eden bedeni nasıl yeniden şekillendirir ve yeniden tanımlar; ve de yeni anlatılar, mekanlar ve beden formları önerebilir?

***Röportajın tamamını Art Unlimited Dergisi’nde okumak için TIKLAYINIZ